Moda Tasarımı Müzesi

Zühal Yorgancıoğlu

Popüler ortamda "Madam Z" olarak ta tanınan Türk Moda Tasarımcısı bayan Zühal Yorgancıoğlu, hazırlamış olduğu göz kamaştırıcı ve nefes kesici moda gösterisinde eski ve modern Türkiye'nin zengin kültürünü nefis ve kusursuz bir şekilde gözler önüne serdi.  Islamabad ve Ravalpindi ikiz şehirlerinin elit tabakası, geleneksel ve modern kostümlerin harika bir karışımından meydana gelmiş koleksiyonun çok özel ve eşi olmayan desen ve tasarımları karşısında donup kaldılar.

Moda gösterisi, insanı modern günümüzün korku ve güvenlik endişeleri içindeki gerilimli acı gerçeklerinden alıp, hakikaten zaman sınırı olmayan ebedi bir hayal ve harikalar dünyasına götürüyor.  Harika bir müzik koleksiyonu eşliğindeki desen ve tasarımlar insanı büyük bir tutku, bir şaşkınlık içinde bırakıyorlar.  İnsana, her şeyin harika ve kusursuz olduğu ve "zaman sınırı olmayan ebedi bir ütopya" da huşu içinde yaşıyormuş hissini veriyorlar.  Modacının berraklığı ve netliği, yeniden doğmayı arzulatan bir fırtına koparırcasına, insanın içine işliyor.  Mankenleri ile birlikte, insanı yaşamayı sevmeye zorluyor.  Ruhunda, insanlık açısından aslında temelden var olması gerekli olan eksik bir şeyler olup olmadığını sorgulaması veya var olup ta baskı altına almış olabileceğini tartması için, insanı kendi kendisinin derinliklerine inmeye zorluyor.

Madam Z, sizi bir renk dünyasının içinde yaşatıyor.  O'nun yeşili, sarısı, turuncusu, mavisi, siyahı ve beyazı, bilhassa kedi yürüyüşlü güzelleri tarafından sanatsal ve çekici bir tarz içinde podyum üzerinde sunulduğunda, muhteşem bir birlik tablosu halinde sizi şaşırtıyor ve büyülüyor.  Madam Z, Türk kültürü ile iftihar ediyor.  Bu nedenle, hem eskiye dönük ve hem de modern çizgileri, motifleri ve bugün günlük hayatta halen kullanılıyor olan el dokumalarını kıyafetlerinde cesurca kullanıyor. Özellikle geleneksel Türk dokumalarını çok seviyor ve onlara tasarımlarında türlü şekillerde ve geniş çapta yer veriyor.

 

İki dünya arasında yaşıyor olan Türkiye'yi alımlı mankenleri vasıtası ile Madam Z'nin keskin ve nüfuz edici gözlerinden görünce insan kendini sanki bir peri masalının içinde yaşıyor gibi hissediyor.  Madam Z için moda seneler boyunca yaşamının bir parçası haline gelmiş ve her modacı gibi O'nun için de zamanın getirdiği değişikliklerin gereksinimlerinden, neyin moda olup neyin olmadığının çok yakından ve dikkatle takibinden kaçış yok.  Bir bakıma, Madam Z bir moda tasarımcısının çok daha üzerinde, çok daha fazlası.  O, aslında desen ve kültürü çalışmalarında heyecanını, görüşlerini ve hayallerini anlatmak, açıklamak için kullanan çok duygulu ve yüksek düzeyde hisli bir sanatkar.  Bu şekilde, elli yılı aşkın bir zaman moda her an onun yaşantısının entegre bir parçası olmuş.  Moda tasarımı onun için kolayca konuşabildiği yepyeni bir lisan haline gelmiş.  Moda onun için yeknesak bir kavram ve düşüncenin ötesinde bir sanat, hayal etme ve yaratıcılık aracı olmuş.

Moda dünyasının değişken yönelimleri içinde Madam Z, geçmiş ve modern yerel kültürleri öne çıkararak Türk Modası’nın tarih içindeki düşünce ve ekollerini yansıtırken ve bunları Anadolu kadınının sevgisinin ve acılarının zıtlıklarını kurgulayarak tasvir ederken, Türkiye'nin bir kültür elçisi olmayı da emel edinmiştir.  Bugünkü modern Türk insanının kökünün Anadolu olduğunu çok iyi bildiği içindir ki, Madam Z'nin kendisini tam bir Anadolulu olarak gördüğünü çok kuvvetle hissedersiniz.  Ve Madam Z, bir tarihçi kılığında, Türkiye'nin tarihindeki iniş çıkışlara da göndermeler yapıp bilhassa kadınların değişken hislerini göz önünde bulundurarak, zenginlik ve fakirlik, doğalcılık ve romantizm, eskilik ve yenilik, zevk almak ve üzülmek, yücelmek ve dibe vurmak, basitlik ve gelişmişlik, ihtişam ve mütevazilik, asalet ve halktan olmak gibi karşıt kavramları tasarımları ile önünüze koyar.

 

Madam Z'nin "Zaman Sınırı Olmayan Ebedi Miras" gösterisi, bu donuk ruhlu şehre kültür kavramından bu kadar uzaklaşmış olmasının nedenlerini anlayabilmesi için kendi ruhunun derinliklerinde sorumluluk aratan göz açıcı bir olay olmalı.  Neden bu federal başkentin yönetici elit tabakası kendi geleneklerimizin yaşatılması ve kültürümüzün bugünkü halini ortaya koymak konusunda yönlerini ve ilgilerini kaybetmiş haldeler?  Neden baştaki otorite ve yöneticiler kültür, müzik ve melodiler ile gelebilecek bir sosyal değişim konusuna hiçbir şekilde ilgi göstermezler?

 

Madam Z'den almış olduğumuz ilhamdan yola çıkarak tereddütsüz diyebilirim ki; yaşam tarzlarımızı, her şeye bakış açımızın dürüst bir analizini yaparak, heyecanlı bir bireyciliğin, insan hürriyetinin, düşünce özgürlüğünün ve itibarının teşviki yolu ile kendi topraklarımızın zengin kültürünü, müziğimizin sesini, hayata optimist açılardan bakışımızı yeniden yaşatarak değiştirmek ihtiyacındayız.      

 

Konum